Ekonominin geniş terimler dünyasında, çok azı Adam Smith’in “görünmez el” kavramı kadar ağırlık ve gizem taşır. Piyasa dinamikleri ve rekabetin rolü hakkındaki tartışmalarda sıkça başvurulan görünmez el, piyasadaki arz ve talep arasındaki karmaşık dansı düzenleyen yol gösterici bir güç olarak hizmet eder. Peki ama bu kavram tam olarak neyi içeriyor ve nasıl bir etki yaratıyor? İşte piyasa okumaya yeni başlayanlar için rehber niteliğinde bir yazı.
Bu yazıda neler var?
Görünmez El ve Serbest Piyasa Ekonomisi
Görünmez el, serbest piyasa ekonomisini harekete geçiren görünmeyen güçler için kullanılan bir metafordur. Buna göre, bireysel çıkarlar ve üretim-tüketim özgürlüğü sayesinde, bir bütün olarak toplumun en iyi çıkarları yerine getirilir.
Bu toplamda, bireylerin rekabet ve piyasa koşulları doğrultusunda aldıkları kararlar, ticaretin akışını sağlarken toplumun genel refahını artırır. İşte bu mekanizma, Smith tarafından “Görünmez El” olarak adlandırılır.
Görünmez el, her ne kadar onlar sadece kendi refahlarını düşünüyor olsalar da üreticileri toplumsal olarak gerekli olanı üretmeye motive eder.
Adam Smith, bu kavramı ilk olarak 1759 yılında yazdığı “The Theory of Moral Sentiments” (Ahlaki Duygular Teorisi) kitabında ve daha sonra 1776 yılında yayımlanan “An Inquiry Into the Nature and Causes of the Wealth of Nations” (Ulusların Zenginliğinin Doğası ve Nedenleri Üzerine Bir Araştırma) kitabında kullanmıştır.
Görünmez El: Örneklerle Bir Başlangıç
Görünüşte paradoksal olan bu kavram, rekabet mekanizmalarına, arz ve talep dengesine ve piyasa etkileşimlerini yöneten görünmez bir sisteme işaret eder.
- Şimdi, rekabetçi bir küçük işletmeyi düşünelim. Bu küçük işletme pazarda iyi bir yer edinmek için üretim sürecinde kullanılan üstün kaliteli malzemelere yatırım yapmaya karar verecek ve fiyatları düşürecektir. Küçük işletme bu adımları kendi çıkarları doğrultusunda atsa da -örneğin satışları artırmak ve pazar payını ele geçirmek için- pazar daha uygun fiyatlı ancak daha yüksek kaliteli ürünlere erişebileceğinden görünmez el iş başında olacaktır.
- Bir başka örnek de bir perakende şirketinin tüketici ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken yarattığı dalgalanma etkisi olsun. Bir hırdavat mağazasının bahçe bakım araçlarına olan talebi öngördüğünü düşünelim. Bu mağaza, uygun malzemeleri temin edebilmek için bir üreticiyle koordinasyon sağlar. Bu esnada, üretici de ihtiyaç duyduğu ürünleri karşılamak için bir hammadde dağıtıcıyla iletişime geçer. Her bir varlık, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder. Ancak, bu süreçte her biri diğer taraflar için ekonomik faaliyet yaratır. Ayrıca, bu varlıklar, tüketicilerin ihtiyaç duyduğu bir ürünü almalarını sağlayan bir süreç zinciri oluşturur. Tek başına alınan her bir bireysel eylem çok fazla bir anlam ifade etmeyebilir; fakat görünmez el, kaynakları bir süreç boyunca hareket ettirerek nihai bir ürünün teslim edilmesini sağlar. Bu, piyasanın dinamikleri içinde, çeşitli aktörlerin kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederken, bir yandan da toplumsal fayda sağladığını gösteren bir örnektir.
Borsada Görünmez El: Dinamikler ve Karmaşıklık
Görünmez el, yatırımcı davranışlarını ve hisse senedi piyasasındaki varlık fiyatlarını yönlendirir. Karlılık, beklentiler ve rekabet gibi faktörler, milyonlarca piyasa katılımcısının eylemlerini yansıtarak hisse senedi fiyatlarını etkiler. Bu faktörler, piyasada meydana gelen dalgalanmaları ve fiyat hareketlerini belirler.
Örneğin, bir şirketin karlılığındaki artış, yatırımcıların bu şirkete olan talebini artırabilir, bu da hisse senedi fiyatlarının yükselmesine neden olabilir. Arz arttığında ise fiyatlar düşer. Aynı şekilde, piyasa beklentileri ve rekabet koşulları da fiyatlar üzerinde önemli etkilere sahiptir. Her bir yatırımcının bireysel kararları, toplamda piyasa fiyatlarının oluşmasına katkıda bulunur ve bu süreçte görünmez el, kaynakların en verimli şekilde dağıtılmasına yardımcı olur.
Ancak, bu süreç her zaman toplumsal açıdan faydalı sonuçlar doğurmayabilir ya da görünmez elin etkileri sınırlanabilir. Bu nedenle, piyasaların doğru işleyebilmesi için düzenleyici mekanizmalara ve denetimlere ihtiyaç duyulabilir.
Zorluklar ve Karmaşıklıklar
Adam Smith, her kendi çıkarına yönelik eylemin topluma fayda sağladığını iddia etmez; sadece serbest bir piyasada insanların genellikle komşularının arzu ettiği malları üretme eğiliminde olduğunu belirtir. Görünmez el kavramı, farklı alanlarda mevcut olup, felsefi ve ekonomik prensiplere uygulanabilir.
Smith’in görüşüne göre, bireyler kendi çıkarlarını gözetirken, genellikle toplumun genel çıkarına da hizmet ederler. Bu, merkezi bir otoritenin yönlendirmesi olmadan, piyasanın doğal dengesinin sağlanmasına yardımcı olur. Ancak bu, her zaman toplumsal fayda anlamına gelmez; çünkü piyasa hataları, eşitsizlikler ve olumsuz dışsallıklar gibi faktörler bu süreci olumsuz etkileyebilir.
Görünmez el, geleneksel olarak ekonomi alanında bir kavram olarak anlaşılır, ancak Robert Nozick, “Anarchy, State and Utopia” (Anarşi, Devlet ve Ütopya) adlı eserinde, özellikle Darwinci doğal seçilimde olmak üzere aynı kavramın diğer birçok alanda farklı isimler altında var olduğunu savunur. Daniel Dennett, “Darwin’s Dangerous Idea” (Darwin’in Tehlikeli Fikri) adlı eserinde, bunun bir dizi farklı felsefi sorgulama alanına (özellikle bilinç ve özgür irade) uygulanabilecek “evrensel bir asit” olduğunu savunur, bu hipotez Evrensel Darwinizm olarak bilinir. Bu prensiple yönlendirilen bir ekonomiyi ideal olarak öne sürmek, aynı zamanda Sosyal Darwinizme de denk gelebilir.
Yaratıcı Sonuç: Doğadan İlham Alan Alternatif
Ekonomi ve finans dünyasına ilgi duyan herkesin, bu temel prensipleri kavraması, daha bilinçli yatırım kararları almasına yardımcı olacaktır. Ancak Adam Smith’in ‘Görünmez El’ teorisine eleştiri niteliğinde yeni bakış açıları da geliştirilmiştir. Sürdürülebilir ekonomi savunucuları, Adam Smith’in Görünmez el teorisi ve serbest piyasa ekonomisine, çevresel sınırların göz ardı edilmesi, toplumsal adaletin sağlanamaması, kısa vadeli kar odaklılık, dışsallıkların dikkate alınmaması, uzun vadeli planlama eksikliği ve ekonomik büyümenin sınırları gibi konularda eleştiriler getirirler. Görünmez el teorisi, çevresel sınırları ve ekosistemlerin sürdürülebilirliğini göz ardı edebilir. Serbest piyasa ekonomisi, dışsallıkları yeterince dikkate almaz. Bu sorunu çözmek için, çevresel ve toplumsal maliyetlerin piyasa fiyatlarına yansıtılması gerekmektedir. Karbon vergisi ve yeşil tahviller, bu alanda uygulanabilecek yenilikçi politikalar arasında yer alır. Sürdürülebilir kalkınma amaçları ve yeşil yeni düzen, uzun vadeli planlamayı teşvik eder. Mutluluk ekonomisi ve iyi yaşam endeksi gibi yeni ekonomik ölçütler, ekonomik büyümenin ötesinde toplumsal refah ve çevresel sürdürülebilirliği de dikkate alır.