Kod, Para, Vizyon, Cazibe… Kripto Merkezi Hangi Ülke Olacak?

Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor. Bu kez oyunun adı: kripto merkezi olmak. Peki, kimin elinde hem sermaye, hem yazılım, hem de cazibe gücü var? Dijital varlıklar yalnızca teknolojik bir dönüşüm değil; ülkeler için ekonomik bir prestij yarışı anlamına geliyor. Kazakistan’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne, ABD’den Hong Kong’a kadar birçok ülke bu yarışa milyarlarca dolarlık stratejilerle katılmış durumda. Ancak gerçek soru şu: Yeni küresel kripto üssü neresi olacak?

1. Singapur: Kurallı ama Cazip

Singapur, dijital ekonomiye geçişte regülasyonla cazibeyi dengelemeyi başaran öncü ülkelerden biri. 2019 tarihli Payment Services Act, Asya’da kriptoyu yasal zemine oturtan ilk yasalardan biri oldu.

Bugün 30’dan fazla “dijital ödeme tokeni” (DPT) sağlayıcısı, Singapur Merkez Bankası’ndan lisanslı olarak faaliyet gösteriyor. Vergi avantajı, uluslararası bağlantılar, profesyonel hizmet kalitesi ve siyasi istikrar, özellikle kurumsal yatırımcıların gözünde Singapur’u eşsiz kılıyor.

Ancak yerel istihdamı önceleyen göç politikaları, bazı sektör profesyonelleri için kırmızı bayrak olabilir. Nansen CEO’sunun kalıcı oturum izni başvurusunun reddedilmesi, bu konudaki ilk sinyaldi.

2. Dubai: Kriptoya Kırmızı Halı

BAE, özellikle Dubai, sadece yatırım değil, regülasyon alanında da en somut adımları atan ülkelerden biri. VARA (Virtual Assets Regulatory Authority) adlı özel kripto düzenleyici otoritesiyle, NFT’leri bile kapsayan net bir çerçeve sundu.

Dubai Multi Commodities Centre (DMCC) ve DIFC gibi serbest bölgeler, %0 kurumlar vergisi, %100 yabancı mülkiyet ve kolay banka erişimiyle küresel kripto firmalarının radarında. Binance’in CEO değişikliği sonrası merkezi için Dubai’yi düşünmesi, bu tercihin bir göstergesi.

3. Hong Kong: Yatırımcılara Açık, Deneylere Hazır

Hong Kong, Çin’e açılan finansal bir kapı olmanın yanı sıra, kripto dostu adımlarıyla da dikkat çekiyor. 2023’te zorunlu lisans rejimine geçerek perakende yatırımcıların da piyasaya girmesine izin verdi.

Bitcoin ve Ethereum spot ETF’leri listelendi, Ether staking ETF’leri ABD’den önce onaylandı. Hong Kong Para Otoritesi’nin “stablecoin sandbox” uygulamalarıyla da regülasyon-deney dengesini kurduğu görülüyor.

2025’te açıklanan ASPIRe Roadmap, şehri Web3 teknolojilerinde inovasyon merkezi yapmayı hedefliyor.

4. ABD: Trump’la Geri Dönüş Mü?

Uzun süre “regülasyonla savaş” konseptiyle anılan ABD, başkan değişikliği sonrası yeni bir döneme girmiş durumda. Trump yönetimi, SEC’in sert tutumunu yumuşattı; Coinbase, Uniswap gibi devler üzerindeki davalar düşürüldü.

Binance.US, 18 ay aradan sonra tekrar dolarla işlem yapmaya başladı. OKX ve Nexo gibi firmalar da ABD pazarına geri dönüş yaptı. BlackRock gibi devlerin Bitcoin ETF ürünleri ise geleneksel finansın kriptoya artık ciddi baktığını gösteriyor.

Mayıs 2025’te Nasdaq’ta listelenen Galaxy Digital ve halka arz planları yapan Circle gibi gelişmeler, ABD’nin tekrar cazibe merkezi olabileceğini gösteriyor. New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın “kapımız açık” mesajı da bu değişimin bir parçası.

5. Birleşik Krallık: Sessiz Ama Stratejik

Rishi Sunak’ın başbakanlığı döneminde kripto, ülkenin rekabet stratejisinin merkezindeydi. 2025’te yayımlanan yasa taslağı, stablecoin’lerden staking’e kadar geniş bir alanı kapsıyor. FCA’nın yeni danışma belgeleri ise sistemin kapsamını genişletmeye devam ediyor.

Ancak yönetim değişikliğiyle siyasi öncelikler değişti. Artık doğrudan kripto değil, daha geniş fintech odağı söz konusu. Yine de Londra, erken aşama sermaye bulma, vergi teşvikleri ve finans-startup yakınlığı açısından hâlâ Web3 firmalarının radarında.

Sonuç: Yeni Dünya Düzeni Kodla Kuruluyor

Kripto artık sadece para değil; ülkelerin küresel rekabet gücünü tanımlayan bir alan. Cazip vergiler, güçlü regülasyonlar, teknolojik altyapı ve siyasi kararlılık bu oyunun dört taşı. Ancak tek bir kazanan olmayabilir.

Görünen o ki, Singapur, Dubai, Hong Kong, New York ve Londra, farklı alanlarda liderliğe oynuyor. Kripto merkezlerinin geleceği, yalnızca teknolojiye değil, yönetime, güvene ve stratejiye bağlı.