Gig Ekonomisi: 2031’e Kadar Yaklaşık 2 Trilyon Doları Bulacak Yeni İş Piyasası

gig ekonomisi

Yeni dünya ekonomisinin dönüşen çehresi içinde esnek, serbest ve genellikle geçici işlerle karakterize edilen Gig Ekonomisi, modern iş gücü piyasasının ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Küresel Gig Ekonomisi pazarının 2031 yılında 1 trilyon 864 milyar 16 milyon ABD dolarına ulaşması bekleniyor.

Bu yazıda, Gig Ekonomisi’nin küresel boyutunu, Türkiye’deki mevcut durumunu ve gelecekte nasıl bir yol alabileceğini inceleyeceğiz.

Gig Ekonomisi Nedir? Temel Bilgiler ve Tanımlar

“Gig” terimi yeni bir terim değil, belirli bir süreyi kapsayan bir iş için kullanılan bir argo kelimeye dayanıyor. Geleneksel olarak, müzisyenler tarafından bir performans katılımını tanımlamak için kullanılan bu terimin anlamı günümüzde dijital platformların etkisiyle genişledi ve artık hem bireysel hem de kurumsal düzeyde birçok yeniliği beraberinde getiriyor.

Gig Ekonomisi, geleneksel tam zamanlı çalışanlar yerine projeye dayalı çalışan serbest meslek sahipleri ve bağımsız yüklenicilere ağırlık veren bir işgücü piyasasına karşılık geliyor.

Gig Ekonomisinin Mevcut Durumu ve Büyüklüğü

Dünya Bankası’nın Eylül 2023’teki bir raporuna göre ‘Geçici İş Ekonomisi’, küresel iş gücü piyasasının yüzde 12’sini oluşturuyor. Rapor, çevrim içi geçici iş gücünün, dünya çapında tahmini 154 milyon ile 435 milyon arasında olduğunu ortaya koyuyor.

Uber, Lyft, Airbnb, Upwork ve Fiverr gibi platformlar, bu ekonominin temel taşlarını oluşturuyor. Platformlar sayesinde işverenler ve serbest çalışanlar, uluslararası sınırları aşarak kolayca buluşabiliyor.

Gig Ekonomisi ve Türkiye

Türkiye, Gig Ekonomisi’nin yükselişini kendi dinamikleriyle birlikte yaşıyor. Son yıllarda özellikle genç nüfus ve girişimcilik ruhunun etkisiyle serbest çalışma ve mikro işler popüler hale geldi.

Dijitalleşmenin ve otomasyonun çalışma dünyası üzerindeki potansiyel etkilerini de içeren Gig Ekonomisi hakkında McKinsey & Company’nin yakın zamanda yayımladığı “İşimizin Geleceği: Dijital Çağda Türkiye’nin Yetenek Dönüşümü” başlıklı rapor, ülkemiz iş gücü hakkında çarpıcı görünümler ortaya koyuyor.

gig ekonomisi

McKinsey & Company’e göre, önümüzdeki on yıl içinde otomasyon, yapay zekâ ve diğer dijital teknolojilerin getireceği ekonomik fayda ve sosyal değişimler, Türkiye’de 3,1 milyon yeni iş imkânı yaratma potansiyeline işaret ediyor.

Ancak bu dönüşüm sürecinde, mevcut işlerin 7,6 milyonunun kaybolabileceği ve bunların yerine yeni işlerin ortaya çıkabileceği öngörülüyor.

2030 yılı itibarıyla toplamda 8,9 milyon yeni işin oluşması beklenirken, özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda olmak üzere, tamamen yeni 1,8 milyon iş fırsatının da yaratılması öngörülüyor.

Rapora göre, bu dönüşümü başarılı bir şekilde gerçekleştirmek için, Türkiye’de mevcut iş gücünün, toplamda 21,1 milyon kişilik bir iş gücü kitlesinin, mevcut mesleklerinde kalırken teknolojiden yararlanarak yetkinliklerini geliştirmesi gerekecek. Bu süreç, iş gücünün dijital beceriler edinmesi ve teknolojik yeniliklere uyum sağlaması açısından kritik bir önem taşıyor.

Gig Ekonomisi Neler Vadediyor, Hangi Riskleri Barındırıyor?

Gig Ekonomisi, sadece geleneksel iş-işçi ilişkisinin sınırlarını aşan yeni bir çalışma şekli değil, aynı zamanda etik ve sosyal açıdan önemli bir dönüşümü de gerektiriyor.

Ancak ekonominin evrimi, bireyleri derinden etkilemeye devam ettikçe gelecekte dijital dönüşüm, küreselleşme ve teknolojik yenilikler, Gig Ekonomisi’ne ivme kazandıracak.

O halde ülkemiz için de önemli bir fenomen haline gelen Gig Ekonomisi’nin hem çalışanlar hem de işverenler açısından faydalı ve sürdürülebilir bir model sunup sunmadığına bakalım.

Avantajları:

  • Esneklik: Gig çalışanları, yapacakları projenin türü, zamanı, nasıl ve nerede yapılacağı konusunda daha fazla esnekliğe sahip. Bu da daha sağlıklı bir iş-yaşam dengesi kurmalarını sağlıyor.
  • Bağımsızlık: Gig Ekonomisi, çalışanlara işlerini kendi şartlarına ve hızlarına göre tamamlama bağımsızlığı sunuyor.
  • Düşük Bağlılık: Bir gig çalışanının işten ayrılıp başka bir yerde çalışmaya başlaması oldukça kolaydır.
  • Yeni İş İmkanları: Gig Ekonomisi, deneyim kazanmak ve işgücü piyasasına girişte geniş imkanlar sunar.

Dezavantajları:

  • Sosyal Haklar ve Güvence Eksikliği: Esnek çalışanlar, tam zamanlı çalışanların faydalandığı özlük haklarından yararlanamaz.
  • Yalnızlık: Serbest çalışanlar veya bağımsız yükleniciler, ofise gitmedikleri için sosyal etkinliklerden uzaktırlar.
  • Daha Fazla Stres: Gig çalışanları, bir sonraki işlerini bulmak veya mevcut işlerinde hoş olmayan değişikliklere hazırlıklı olmak zorundadırlar.
  • Vergiler ve Giderler: Sigorta ve diğer zorunlu ödemeleri gig çalışanının kendisi yapar. Ayrıca iş ile ilgili ekipmanların satın alınmasından da sorumludurlar.

Gelecek Eğilimler ve Gereklilikler

Gig Ekonomisi ile globalleşen iş gücü, işletmelere geniş bir yetenek havuzuna erişim fırsatı sunarken, serbest çalışanlara da uluslararası müşterilerle çalışma imkanı tanıyor.

Ayrıca Gig Ekonomisi, yapay zeka teknolojileri ve hibrit çalışma modellerinin benimsenmesi ile birlikte değişiyor. Bu değişim, esnekliği ve güvenceleri korumak için bazı adımlar gerektiriyor:

  • Yapay Zeka Entegrasyonu: İşleri otomatikleştirmek, verimliliği artırmak ve iş bulma/eşleştirmeyi kolaylaştırmak için yapay zeka teknolojileri kullanılabilir.
  • Dijital Trendleri Takip: E-ticaret, bulut bilişim ve sosyal medya gibi alanlardaki trendleri takip ederek yeni beceriler kazanmak ve yeni iş imkanları yakalamak önemli hale gelir.
  • Çalışan Odaklı Uygulamalar: İş bulma, zaman yönetimi, iletişim ve ödeme gibi konularda yardımcı olacak özel uygulamalara ihtiyaç duyulabilir.
  • Güvenlik ve Hukuk: Sosyal güvenlik, sağlık sigortası ve emeklilik hakları gibi konularda yasal düzenlemeler gig ekonomisi pazarını destekleyebilir.

Sonuç

Gig Ekonomisi, büyük bir değişim alanı sunmakta ve hem küresel hem de Türkiye bağlamında önemli bir ekonomik fenomeni temsil etmektedir. Geçici iş ekonomisi; dijital beceriler geliştirmek, gelir getirme fırsatlarını artırmak ve gayri resmi işçiler için yeni fırsatlar sunabilir. Ancak, bu yenilikçi iş modelinde sosyal güvenlik ve düzenlemelerin de ele alınması önemli olacaktır. Yapay zekâ ve dijital dönüşümle birlikte Gig Ekonomisi’nin gelecekte daha da büyümesi ve yaygınlaşması beklenirken; bu süreçte tüm paydaşların iş birliği yaparak adil ve sürdürülebilir bir iş gücü piyasası oluşturması, sektörün gelişimini destekleyecek unsurlardandır.